15 Ocak 2008 Salı

ZEKÂTLA İLGİLİ BAZI AYETLER

“Namazı kılın ve zekâtı verin, peygambere itaat edin ki, rahmete erdirilesiniz.”
(Nur: 56)
* * *
“Bize dünyada da, ahirette de iyilik yaz, şüphesiz ki biz sana yöneldik. De ki: ‘Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır, onu korkup sakınanlara, zekâtı verenlere ve bizim ayetlerimize iman edenlere yazacağım.”
(Araf: 156)
* * *
“Artık sizi, alevleri kabardıkça kabaran bir ateşle uyardım, ona ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti. Sakınan ise ondan uzak tutulacaktır. Ki o, malını vererek temizlenip arınır.”
(Leyl; 14-18)
* * *
“Ona İshak’ı armağan ettik, üstüne de Yakup’u; her birini salihler kıldık ve onları, kendi emrimizle hidayete yönelten önderler kıldık ve onlara hayrı kapsayan fiilleri, namaz kılmayı ve zekât vermeyi vahyettik. Onlar bize ibadet edenlerdi.”
(Enbiya; 72,73)
* * *
“Kendilerine: ‘Ellerinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekâtı verin’ denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah’tan korkar gibi –hatta daha şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve ‘Rabbimiz ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?’ dediler. Deki:
‘Dünyanın metaı azdır, ahiret ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz bir hurma çekirdeğindeki ipince bir iplik kadar bile haksızlığa uğramayacaksınız.”
(Nisa: 77)
* * *
“Haram aylar (süre tanınmış dört ay) sıyrılıp bitince müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip tutun. Eğer tövbe edip namaz kılarlarsa ve zekâtı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.”
(Tevbe: 5)
* * *
“Eğer onlar tövbe edip namazı kılarlarsa ve zekâtı verirlerse, artık onlar sizin dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.”
(Tevbe: 11)
* * *
“…Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar, onlara acı bir azabı müjdele.”
(Tevbe: 34)
* * *
“Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak, ‘İşte bu, kendiniz için yığıp sakladıklarınızdır. Yığıp sakladıklarınızı tadın.’ (denilecek)”
(Tevbe: 35)
* * *
“De ki: Ben ancak benzeriniz olan bir beşerim. Bana yalnızca, sizin ilahınızın bir tek ilah olduğu vahyolunuyor. Öyleyse, ona yönelin ve ondan mağfiret dileyin. Vay haline o müşriklerin ki onlar zekat vermeyenler ve ahireti inkâr edenlerdir.”
(Fussilet; 6,7)
* * *
“Dini yalanlayanı gördün mü? İşte yetimi itip kakan, yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur. İşte namaz kılanların vay haline ki onlar namazlarında yanılgıdadırlar. Gösteriş yapmaktadırlar ve ufacık bir yardımı (veya zekâtı) da engellemektedirler.”
(Maun Suresi)
* * *
“İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekâtı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır.”
(Bakara: 277)
* * *
“Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar, işte bunlar biz bunlara büyük bir mükâfat vereceğiz.”
(Nisa: 162)
* * *
“…ve Allah onlara: gerçekten ben sizinle beraberim. Eğer namazı kılar, zekâtı verir, elçilerimize inanır, onları savunup desteklerseniz ve Allah’a güzel bir borç verirseniz şüphesiz sizin kötülüklerinizi örter ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım…”
(Maide: 12)
* * *
“Mü’minler gerçekten felah bulmuştur. Onlar namazlarında huşu içinde olanlardır. Onlar tümüyle boş şeylerden yüz çevirenlerdir. Onlar, zekâta ilişkin (görevlerini) yerine getirenlerdir.”
(Mü’minin; 1-4)
* * *