15 Ocak 2008 Salı

ZEKÂTIN ÖNEMİ

ZEKÂTIN ÖNEMİ
Resulullah (s.a.v) Muaz’ı Yemen’e gönderdiği zaman, ona şöyle buyurdu:
“Sen ehli kitap olan bir kavme gidiyorsun. Onları davet edeceğin ilk şey, Allah’a ibadettir. Onu bilip anladıklarında onlara, Allah’ın onlara gece ve gündüz beş vakit namaz kılmayı farz kıldığını bildir. Bunu kabul edip uygulamaya başladıklarında, Allah’ın onlara mallarında zenginlerinden alınıp fakirlerine verilecek olan zekâtı farz kıldığını bildir. Zekât alırken halkın nazarında kıymetli olan mallarından sakın mazlumun bedduasından da kaçın; çünkü onun bedduası ile Allah arasında hiçbir perde yoktur.”
(Ahmed b. Hanbel, I, 233; Darimi, I, 379–3; Buhari, Zekât, 1, II, 108, Zekât, 41, II, 125, Zekât, 63, II, 136, Mazalim, 9, III, 9, Magazi, 6, V, 109, Tevhid, 1, VIII, 164; Müslim, İman, 30–31; Ebu Davud no: 1584; Tirmizi no: 625,2014; Nesai, Zekât, 46, V, 55; İbn Mace no: 1783; İbn Huzeyme no: 2275,2346; Taberani no: 12207; İbn Hibban no: 156,2410,5058; Darekutni, II, 135–6; Beyhaki, IV, 96,101,VI, 93,VII, 2,7)
* * *
Semüre b. Cündeb (r.a)’dan:
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Namazı dosdoğru kılın. Zekât verin, haccedin. Umre yapın, doğru ve dürüst olun ki, Allah da işlerinizi istikamet üzere devam ettirsin.”
(Camiü’l-Evsat, III, 33 [2055] )
* * *