15 Ocak 2008 Salı

RESUL’E İTAAT İLE İGİLİ AYETLER

“İnsanlar bir tek ümmet idi. Allah peygamberleri, müjdeciler ve uyarıcılar olarak gönderdi, onlarla beraber, anlaşmazlığa düştükleri konularda insanlar arsında hükmetmek üzere, içinde gerçekleri taşıyan, kitabı indirdi. Oysa kendilerine açık deliller geldikten sonra, sırf aralarındaki kıskançlıktan (hasedden) dolayı, onda anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah, kendi izniyle inananları onların üzerinde ihtilaf ettikleri gerçeğe iletti. Allah dilediğini doğru yola iletir.”
(Bakara: 213 & Al-i İmran: 103)
* * *
“Müjdeci ve korkutucu (azabı haber veren) peygamberler olarak (gönderdik) ki insanların peygamberlerden sonra Allah’a karşı bir bahaneleri (mazeretleri) olmasın. Allah azizdir, hâkimdir.”
(Nisa: 165)
* * *
Allah’a ve Peygambere itaat edenler var ya, bunlar Allah’ın nimetine erişirdiği peygamberlerle, dosdoğru kullarla, şehitlerle ve iyilerle birlikte olurlar. Bunlar ne iyi arkadaşlardır.
(Nisa: 69)
* * *
Peygambere itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse bilsin ki, Biz seni onlara bekçi göndermedik.
(Nisa: 80)
* * *
Onlara, "Gelin Allah'ın indirdiği Kitaba ve peygambere uyun." dendiğinde, "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter" derler; ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler?
(Maide: 104)
* * *
“Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Artık kim iman edip (davranışlarını İslam’a uygun olarak) düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar üzülmezler de.”
(Enam: 48)
* * *
“Andolsun ki, sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü ümit eden ve Allah’ı çokça anan kimseler için, RESULULLAH DA GÜZEL BİR ÖRNEK VARDIR.”
(Ahzap: 21)
* * *
“Sen ancak bir nezirsin (korkutucu ve uyarıcısın) şüphe yok ki, biz seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Arasında bir uyarıcının gelip geçmediği hiçbir ümmet de yoktur.
Eğer seni yalanladılarsa, onlardan öncekiler de yalanladılardı. Peygamberleri onlara apaçık delillerle, sahifelerle ve nur saçan kitaplarla geldiler.”
(Fatır: 23--25)
* * *
“İşte bu da, önceki uyarıp korkutanlardan bir uyarıp korkutandır.”
(Necm: 56)
* * *
Allah'a ve Peygamberi'ne itaat ediniz. Aranızda tartışmaya, çekişmeye düşmeyiniz.
Yoksa moraliniz bozulur, hızınız kaybolur. Sabrediniz. Çünkü Allah sabırlılar ile beraberdir.
(Enfal: 46)
* * *
“Eğer seninle tartışırlarsa de ki: ‘Ben kendimi Allah’a teslim etmişimdir. Bana uyanlar da.’ Kendilerine kitap verilenlerle, ümmiler (kitap verilmemişler)e de ki: ‘Siz de İslam’a (teslim olup) girdiniz mi?’
Eğer İslam’a girerlerse muhakkak hidayet bulmuş olurlar. Şayet yüz çevirirlerse artık sana düşen ancak tebliğdir. Allah kullarını çok iyi görendir.”
(Al-i İmran: 20)
* * *
“Allah’a itaat edin, Resule de itaat edin ve (muhalefet etmekten) sakının. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki, peygamberimize düşen açıkça tebliğden ibarettir.”
(Maide: 92)
* * *
“Bilin ki Allah hem cezası pek çetin olandır, hem de muhakkak, Allah mağfiret edendir, çokça merhamet edendir, çokça merhamet sahibidir. Resule düşen ancak tebliğdir. Neleri açıklar ve neyi gizlerseniz hepsini Allah bilir.”
(Maide: 98,99)
* * *
“Şirk koşanlar (müşrikler) dediler ki: ‘Eğer Allah dileseydi biz de babalarımız da kendisinden başka, hiçbir şeye ibadet etmez, (itaat etmez, sevgi göstermezdik) onun emrine aykırı olarak hiçbir şeyi haram kılmazdık.’ (Aynı mazereti) Kendilerinden öncekiler de böyle yapmışlardı. Peygamberler üzerinde apaçık tebliğden başka bir görev mi var?”
(Nahl: 35)
* * *
“Eğer yüz çevirirlerse sana düşen ancak açıkça bir tebliğden ibarettir.”
(Nahl: 82)
* * *
“De ki: ‘Allah’a da itaat edin, Resulüne de itaat edin.’ Eğer yüz çevirirseniz ona düşen ancak ona yükletilen (tebliğ) dir. Size düşen de size yükletilen (ona itaat etmeniz) dir. Ona itaat ederseniz hidayet bulursunuz, peygambere düşen de, ancak apaçık bir tebliğdir.”
(Nur : 54)
* * *
Ey inananlar! Allah ve Peygamber, sizi, hayat verecek şeye çağırdığı zaman icabet
edin. Allah'ın kişi ile kalbi arasına girdiğini ve sonunda O' nun katında toplanacağınızı bilin.
(Enfal : 24)
* * *
“Bize düşen apaçık bir tebliğden başkası değildir.”
(Yasin : 17)
* * *
“Allah kimi saptırırsa, bundan sonra artık onun için hiçbir veli (dostu, yardımcısı) olmaz. Azabı gördüklerinde zalimlerin: ‘Acaba geri dönüşün bir yolu var mı?’ dediklerini görürsün.
Onları, ateşe arz olunduklarında zilletten boyunlarını bükmüş, göz ucuyla gizlice baktıklarını görürsün.

İman edenler derler ki: ‘Muhakkak hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde hem kendilerini hem yakınlarını kaybedenlerdir.’ Haberiniz olsun ki, muhakkak zalimler, sürekli bir azap içindedirler!
Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir velileri (dostları, yardımcıları) olmaz. Allah’ın saptırdığı kimselerin (kurtuluşa) yol bulmalarına imkân yoktur.
Allah’tan geri çevrilmesi mümkün olmayan bir gün gelmezden önce, Rabbinizin davetine icabet edin. O günde sizin sığınacak bir yerinizde olmaz (günahlarınızı) hiç inkâr da edemezsiniz.
Eğer (sana) yüz çevirirlerse, biz seni onların üzerine bir bekçi göndermedik. Sana düşen ancak tebliğdir. Muhakkak biz, insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımızda, bundan dolayı o, sevinir. Şayet ellerinin önden gönderdikleri sebebiyle, onlara bir kötülük isabet etse, o zaman insan şüphesiz nankörlük eder.”
(Şura :44--48)
* * *
“Dediler ki: ‘Sen bizi ilahlarımızdan (sevdiklerimizden, yolumuzdan, yaşayışımızdan) döndürmek için mi bize geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, o halde bizi kendisi ile tehdit etmekte olduğun şeyi (azabı) getir;
Dedi ki: (Ona dair) ‘İlim, ancak Allah’ın yanındadır. Ben, size benimle gönderilenleri tebliğ ediyorum. Fakat ben, sizin bilmez (anlamaz) bir topluluk olduğunuzu görüyorum.”
(Ahkaf: 22,23)
* * *
“Rablerinin buyruğuna (çağrısına) uyanlara, en güzel karşılık vardır, ona uymayanlara ise yeryüzünde bulunan her şey ve bunun bir misli daha kendilerinin olsa, Allah’ın azabından kurtulmak için onu fidye verirlerdi. Onların hesabı çok kötüdür, varacakları yer cehennemdir. Ne kötü yataktır o.”
(Rad: 18)
* * *
 Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin; eğer bundan yüz çevirirseniz bilin ki, Peygamberimize düşen apaçık tebliğdir.
(Tegabün: 12)
* * *
“Şöyle dediler: ‘Bu nasıl peygamberdir ki, yemek yer (ve geçimi için) pazarlarda dolaşır? Onunla birlikte uyarıcı olmak üzere beraberinde bir melek indirilmeli değil miydi? Yahut ona bir hazine verilmeli veya mahsullerinden yiyeceği bir bahçesi olmalı değil miydi?’ Zalimler şöyle dediler: ‘Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz.’
Bir bak, onlar sana nasıl misaller (örnekler) getirip sapıklığa düştüler? Artık onlar hiçbir yol bulamazlar.”
(Furkan: 7--9)
* * *
Ey inananlar Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin: amellerinizi boşa çıkarmayın.
(Muhammed: 33)
“Bizim senden önce gönderdiğimiz, Resullerde muhakkak yemek yerler ve pazarlarda dolaşırlardı. Biz bazınızı, bazınıza imtihan (sebebi) kıldık, sabredecek misiniz? Rabbin her şeyi çok iyi görendir.”
(Furkan: 20)
* * *
“O GÜNDE (her) ZALİM ELLERİNİ ISIRIP: ‘KEŞKE PEYGAMBERLERLE BİRLİKTE HAK YOLU TUTMUŞ OLSAYDIM’, DER.
‘EYVAH BANA, KEŞKE FİLANI DOST (ARKADAŞ) EDİNMESEYDİM.”
(Furkan: 27,28)
* * *