15 Ocak 2008 Salı

CENNETE GÖTÜREN, CEHENNEMDEN UZAKLAŞTIRAN AMEL

Muaz (r.a)’dan:
Bir yolculukta, Allah’ın Peygamberi (s.a.v) ile beraberdik. Biz yürürken, onun yakınında bulundum. Dedim ki, Ey Allah’ın Resulü, beni cennete sokup, ateşten uzaklaştıracak bir şeyi bildirir misin?
Şöyle buyurdu:
“Çok büyük bir şey sordun. Lakin o, Allah’ın kendilerine kolaylaştırdığı kimselere kolaydır. Allah’a ibadet edersin, ona hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazı dosdoğru kılarsın, zekâtı verirsin, Ramazan orucunu tutarsın. (imkânın varsa) hacca gidersin.” Sonra şöyle devam etti:
“Sana hayır kapılarını göstereyim mi?” Evet ey Allah’ın Resulü dedim, şöyle buyurdu: “Oruç kalkandır, sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi, hata ve günahları söndürür.
Kişinin gece namazı, salihlerin şiarıdır. Sonra Cenabı Hak şu kavl-i celilini tilavet buyurdu:” “Vücutlarını yataklarından uzak tutup korkarak ve umarak Rablerine yalvaranlar” (secde–16) Devamla şöyle buyurdu: “Sana işin başı, direk ve doruğunu bildireyim mi?” Evet ey Allah’ın Resulü dedim, şöyle buyurdu: “İşin başı İslam, direği namaz, doruk noktası ise cihaddır.” Sonra dedi ki, “Sana bütün bunların başını bildireyim mi?” Evet ey Allah’ın Resulü dedim. Mübarek dilini göstererek: “Bunu tut.” buyurdu. Ey Allah’ın Resulü biz konuştuklarımızdan sorumlu tutulacak mıyız? diye sorunca şöyle buyurdu: “Annen seni yetim bıraksın, insanların yüzleri veya boğazları üstünde cehenneme sürüklenmeleri, dillerinin ürünleri değil midir?”
(Tirmizi no: 2616 & İbn Mace 3973)
* * *