8 Aralık 2007 Cumartesi

Hadisler

Ebu Rukayye Temim b. Evs ed-Dari (r.a)’den, Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Din Nasihat’dır” (samimiyettir.)
Biz sorduk; “Ey Allah’ın Resûlu kime karşı? dedik.
Resûlullah (s.a.v): “Allah’a, Onun Kitabına, Onun Resûlune, Müslümanların yöneticilerine ve bütün Müslümanlara karşı”, buyurdu.
(Müslim, İman 95 (55); Ebu Davud, Edeb 67 (4944); Nesaî, Bey’at 31 (7,156); Müsned)
* * *

Cerir b. Abdullah (r.a)’dan, şöyle dediği rivayet edilmiştir:
“Ben, Namazı dosdoğru kılmak, Zekat vermek ve her Müslüman’a karşı samimi olmak (NASİHAT’da bulunmak) üzere Resûlullah (s.a.v)’e biat ettim.”
(Müslim, İman 56)
* * *

Enes (r.a) anlatıyor.
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Zalim olsun, mazlum olsun kardeşine yardım et.”
Bir adam dedi ki:
“Müslümanlara yardım ederim, fakat zalime nasıl yardım edeyim?” Resûlullah cevap verdi.
“Zalimi zulmünden alıkoymakla, ona yardım edersin. Çünkü onu zulümden menetmek ona yardım sayılır.
(Buharî, Mezalim 4/1-2, İkrah 7/2, Tirmizi 2255)
* * *
Ebu Hureyre (r.a)’den. Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Din samimiyettir (nasihattır).”
“Kime karşı ey Allah’ın Resûlu?”
“Allah’a, kitabına ve müslümanların liderlerine karşı samimi davranmaktır. müslüman müslüman’ın kardeşidir. Onu yüzüstü bırakmaz, Ona yalan söylemez, Ona zulmetmez, Her biriniz kardeşinizin aynasıdır. Eğer onda bir rahatsızlık görürse, ondan onu bertaraf etsin” buyurdu.
(Tirmizi, 1926-7)
* * *

Ebu Zer (r.a)’dan, Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Biriniz yapacağı en küçük iyiliği bile asla hakir görmesin, yapacak hiçbir şey bulamazsa kardeşini güler yüzle karşılasın. Bir et satın alırsan ya da bir tencere kaynatırsan, suyunu çok katıp komşuna ondan ikram et.”
(Tirmizi, 1833)
* * *

Ebu Bekr (r.a) anlatıyor. Resûlullah (s.a.v) “Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi?” buyurmuş ve bunu üç kere tekrar etmişlerdi.
Ashab “Evet” deyince;
“Allah’a şirk koşmak, anne ve baba haklarına riayetsizlik, cana kıymak,” buyurdular. Bu sırada dayanmış durumda idi, yere oturup: “Haberiniz olsun, yalan söz, yalan şahitlik” dedi ve bunu o kadar çok tekrar etti ki;

“Keşke sussa artık, temennisinde bulunduk.”
(Buhari, Şehadet 10, Edep 6, İstizan 35, İstitabe 1; Müslim İman 143 (87); Tirmizi Şehadet 3 (2302))
* * *
İbnu Amr İbni’l-As (r.a) anlatıyor. Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştu: “Kişinin anne ve babasına sövmesi büyük günahlardandır.” Orada bulunanlar:
“Ya Resûlullah! Kişi hiç anne ve babasına söver mi?” dediler. “Evet kişi, bir başkasının babasına söver, annesine söver, o da bunun annesine söver” buyurdu.
(Buhari, Edeb 4; Müslim, İman 146 (90); Tirmizi, Birr 4 (1903); Ebu Davud, Edeb 129 (5141))
* * *

Ebu Hureyre (r.a)’den: Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki: “Cömertlik sahibi Allah’a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah’dan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil cömert sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever.”
(Tirmizi, Birr 40)
* * *

İbnu Amr İbn’il-As (r.a) anlatıyor.
Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki:
“Dört haslet vardır; kimde bu hasletler bulunursa o kimse halis münafıktır. Kimde de bunlardan biri bulunursa, onu bırakıncaya kadar, kendinde nifaktan bir haslet var demektir: (Halis münafık) Emanet edilince hıyanet eder, konuşunca yalan söyler, söz verince sözünde durmaz, husumet edince (tartıştığında) haddi aşar.”
(Buhari, İman 24, Mezalim 17, Cizye 17; Müslim, İman 106 (58); Ebu Davud, Sünnet 16 (4688); Tirmizi, İman 14 (2634); Nesai, İman 20 (8,116))
* * *
Ebu Hureyre (r.a) Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki:
“Allah’a ve Ahiret gününe inanan kimse ya hayır konuşsun, ya da sussun.” (Tirmizi’nin ibn Ömer’den yaptığı diğer rivayette, Resûlullah, kim susarsa kurtulur.)
(Tirmizi, Kıyamet, 51 (2502))
* * *

Enes (r.a) anlatıyor.
Resûlullah (s.a.v)’in, yanında bir adam bulunmaktaydı. Oradan bir (başka) adam geçti.
Yanındaki şöyle dedi; Ey Allah’ın Resûlu! Ben bu adamı seviyorum.”
“Peki ona bunu bildirdin mi?”
“Hayır”
“Haydi kalk bunu ona bildir!” Buyurdu.
Bunun üzerine adam yerinden fırladı ve adama yetişip şöyle seslendi:
“Ben seni Allah rızası için seviyorum”
Adamın cevabı: “Beni kendi rızası için sevdiğin Allah da, seni sevsin.”
(Ebu Davud, 5124; Tirmizi, 2393)
* * *


Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor.
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Haya imandandır, iman ise cennettedir.
Yüzsüzlük cefadandır, cefa ise cehennemdedir.”
(Tirmizi, 2009)
* * *

Ebu Mes’ud el-Bedri (r.a)’dan.
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Geçmiş peygamberlerin sözlerinden insanların yetiştiklerinden birisi de;
“Utanmadıktan sonra, ne istersen yap”
(Buhari, Edeb 78; Ebu Davud, 4797)
* * *

Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor.
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Kişi dostunun dini üzeredir. Bu nedenle kişi kimle dost olacağına dikkat etsin”
(Ebu Davud, 4833; Tirmizi, 3278; Buhârî, Edeb)
* * *

Zeyd bin Talha bin Rukane (r.a), (şu sözü) Resûlullah’a nisbet etti:
“Her dinin (önde gelen) bir ahlakı vardır; İslamın ahlakı ise hayadır.”
(Malik, Hüsnü’l-Huluk, 9. s. 905)
* * *


Hz. Aişe (r.a) anlatıyor.
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Yumuşaklılık, bulunduğu şeyi süsler, bulunmadığı şeyi ise çirkin kılar.
(Müslim, Birr 78. s. 2004; Ebu Davud, 4808)
* * *

Cabir (r.a) anlatıyor.
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Kendisine bir bağışta bulunan kişi, (maddi imkan) bulabilirse karşılığını versin, bulamazsa vereni övsün. Çünkü kim böyle överse ona teşekkür etmiş olur. Kendisine verilmeyen (sahip olmadığı) bir fazileti takınan kişide, yalandan iki elbise giymiş gibidir.”
(Ebu Davud, 4813)
* * *

Ebu Said (r.a)’dan,
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“İçinizden her kim kötü bir şey görürse, onu eliyle değiştirsin, buna gücü yetmezse dili ile, buna da gücü yetmezse kalbiyle ona buğzetsin ki, bu imanın en zayıf noktasıdır.”
(Müslim, İman, 78-9 s. 69; Ebu Davud, 1140, 4340; Tirmizi, 2173; Nesai, İman, 18/2; İbn Mace, 4013)
* * *

Cerir bin Abdullah (r.a)’dan.
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“İçlerinde günahkâr (masiyet) onu önlemeye muktedir oldukları halde önlemezlerse, mutlaka Allah onlara ölümlerinden önce, onun yüzünden bir ceza verir.”
(Ebu Davud, 4339)
* * *

Aris bin Umeyre el-Kindi (r.a)’dan.
Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Yeryüzünde suç işlenip te onu gören, bundan hoşlanmazsa (kötü olduğunu teyid ederse), onu görmeyen gibi olur. Onu (kötülüğü) görmeyen kimse (duyduğunda) hoşnut olursa, o yerde hazır bulunmuş gibi olur.”
(Ebu Davud, 4345) (Melahim)
* * *

Mahmud ibnu’r-Rebi (r.a) anlatıyor.
Resûlullah (s.a.v)’ın, bana;
Ben beş yaşlarında iken, evimizin kuyusunun kovasından ağzına aldığı suyu yüzüme püskürttüğünü hatırlıyorum.
(Buhari, İlm 18; Müslim, Mesacid, 54 (33))
* * *

Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor.
Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki:
“Bilgi, mü’minin yitiğidir. Onu nerede bulursa, onu hemen almaya haktır (hak sahibidir).”
(Tirmizi, İlm 19 (2688))
* * *

İbnu Abbas (r.a) anlatıyor.
Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki:
“Tek bir fakih (ilim ehli) şeytana (karşı) bin abid- den (ibadet ehlinden) daha yamandır.”
(Tirmizi, İlim 19 (2083))
* * *
Ebu Umame (r.a) anlatıyor. Resûlullah (s.a.v)’e bir abid, diğeri alim iki kişiden bahsedilmişti.
“Alimin, abide üstünlüğü, benim size, en aşağıda olana üstünlüğüm gibidir.” buyurdu.
(Tirmizi, İlm 19 (2686))
* * *

Ebu Sırma (r.a)’dan. Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki: “Kim mü’mine zarar verirse, Allah’da onu, zarara uğratır. Kim de mü’mine meşakkat verirse, Allah’da ona meşakkat verir.”
(Tirmizi, Birr 27 (1941))
* * *

Ebu Temime (r.a) anlatıyor.
Arkadaşları kendisine, Resûlullah (s.a.v) size çok şeyler söyledi, öyleyse bize de bir tavsiyede bulunun demişlerdi. “İnsanda (çürüyüp) kokacak olan yeri karnıdır, öyleyse kim temiz olandan başka bir şey giydirmeye bilirse mutlaka bunu yapsın” tavsiyesinde bulundu.
(Buharî, Ahkam 9)
* * *


Ebu Bekr (r.a)’dan,
Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki:
“İşleyene, daha dünyada cezası çarçabuk gelmeye en layık günah, zulüm, Sıla-ı Rahim’in koparılmasıdır. Bu cezanın dünyada gelmesi, Ahirette ki cezaya keffaret değildir.”
(Ebu Davud, Edeb, 51 (4902); Tirmizi, Kıyamet 58 (2513))
* * *